Yüzölçümü: Tekirdağ Karadenize ve marmara denizine kıyısı olan 6 ilden biridir.İlimiz Türkiye’nin kuzeybatısında, Marmara denizinin kuzeyinde ve tamamı Trakya topraklarında yer alan 3 ilden biri olup, 6313 km2. yüzölçümüne sahiptir.
Nüfusu: 2013 yılı sayım sonuçlarına göre, Tekirdağ’ın nüfusu 852 bin 321’dir. Türkiye genelinde en çok nüfus artışı olan ildir.Çorlu ve çerkezköy’ün çok fazla göç almasında dolayı nüfusu artmaktadır.Turistik özellikleri,Avrupaya yakınlığı,ticari ve sanayi gelişime uygunluğu bakımından hızlı bir nüfus artışı olmaktadır.Tekirdağ’ın Merkez İlçe ile birlikte 9 ilçesi, 24 kasabası ve 256 köyü bulunmaktadır.
Ekonomisi: Tekirdağ’ın toprakları çok verimlidir.Dünyanın gözü bu topraklardadır.Herçeşit meyve,sebze,tahıl ürünleri yetiştirilmektedir.Tekirdağ sahip olduğu 4 adet OSB ve ASB’ si, ulaşım ve kaliteli işgücü imkânları, hızla gelişen sanayîsi yatırımlarıyla bütün sektörlerde ülke ekonomisine en çok katkı sağlayan illerin başında gelmektedir.Çorlu ve Çerkezköy sanayii bölgesinde binlerce fabrika bulunmaktadır.Dünyanın büyük firmalarından bazılarıda buradadır.Deniz ticareti fazla gelişmemesine rağmen Dünyanın en büyük 2.konteynır limanıda Tekirdağ’da dır.
Coğrafyası: Marmara denizi ve Karadeniz’e kıyısı bulunan Tekirdağ ili; Türkiye’de iki denize kıyısı olan 6 ilden biridir. Marmara denizinin kuzeyinde ve tamamı Trakya topraklarında yer alan Tekirdağ; doğudan Silivri ve Çatalca ilçeleriyle, kuzeyden Kırklareli iline bağlı Vize, Lüleburgaz, Babaeski ve Pehlivanköy ilçeleriyle çevrili olup, Kuzeydoğudan Karadeniz’e 1.5 km.lik bir kıyısı bulunmaktadır.
Topografyası: Trakya-Kocaeli Penepleni üzerinde bulunan Tekirdağ il topraklarının yeryüzü şekilleri bakımından % 75.2’si platolar, % 15.5’i ovalar, % 9.3’ü dağlarla kaplıdır. Genel olarak yüksek dağlar, dik yamaçlar ya da vadiler yoktur. Marmara Denizi boyunca akarsularca taşınmış alüvyonlarla kaplı kıyı ovaları vardır. Platolar bir aşınma yüzeyi karakterindedir. Kuzeyinde Istıranca, Güney kesimlerinde ise Tekir Dağı ve Koru Dağı ile Ganos Dağları bulunmaktadır.
İklimi: Tekirdağ, genel nemlilik indislerine göre bulunan hidrografik bölgelerden yarı nemli iklim tipi içine girmektedir. Yağış rejimi bakımından Akdeniz yağış rejimi kategorisinde bulunmaktadır.
Akdeniz İkliminin etkileri görülen Tekirdağ sahil şeridinde yazlar sıcak, kışlar ılıktır. Ergene havzasını içine alan kıyı ardı şeridinde, daha ziyade kara iklimi hakimdir. Toprağa düşen yağış türü genellikle yağmur olup, kar yağışı azdır. İklimin mutedil oluşu ziraatın yapılmasını kolaylaştırır. Tekirdağ’da ortalama olarak en az yağış Ağustos, en fazla Aralık aylarında görülür. Şarköy-Kumbağ arasındaki kıyı şeridi Akdeniz iklimi karakterindedir. Bu özelliği, kuzeyinin kıyıya paralel uzanan dağlarla kaplı olmasından ve denizin ılıtıcı etkisinden ileri gelmektedir.
İç kesimler kara ikliminin etkisi altındadır. Özellikle kışın kuzey Avrupa ikliminin etkileri görülür. Bu bakımdan kendisine ait özel bir iklim tipi yoktur. Yazlar genellikle Akdeniz’de olduğu gibi kurak ve sıcaktır. Sibirya antisiklonu Balkanlar üzerinden buralara geldiğinden kışın kuru ve dondurucu soğuklar olur. İç kesimler Marmara’nın yumuşatıcı etkisinden yoksundur. Tekirdağ İl merkezinde sahil şeridinde Temmuz ayında 25 derecelik bir sıcaklık, Çorlu ve dolaylarında 26-30 derece civarındadır.
Tekirdağ, yazın ve kışın çok rüzgarlıdır. Hakim ve sürekli rüzgar poyraz, ikinci önemli rüzgar lodostur. Orta Avrupa’da yüksek basınç olduğu müddetçe poyraz, Trakya ve Tekirdağ’da şiddetli eser. Basınç azaldığında poyraz yalnız gündüzleri eser ve meltem karakterini kazanır.
Lodos Trakya’ya Meriç vadisinden girdiği için Çorlu gibi iç kesimlerdeki ilçelerde çok eser. Tekirdağ ve sahil şeridinde sık fakat kısa sürelidir. Mart, Nisan ve Mayıs aylarındaki esintileri yağmur getirir.
Bitki örtüsü ve doğal hayatı: Tekirdağ bitki örtüsü bakımından oldukça fakirdir. En belirgin özelliği Marmara Denizi’ne bakan yamaçlara iklim tipine uygun olarak gelişme gösteren makiler ve fundalıklardır. Kısmen kara ikliminin etkisi altında bulunan iç kesimlerde kışın yapraklarını döken meşe türleri, gürgen, dişbudak, gümüşi ıhlamur, çınar ve karaağaç görülmektedir. Akarsu boylarının karakteristik ağacı söğüttür.
Hayvan Türleri ve Hayvancılık : Tekirdağ ilinde tarımsal gayri safi üretim değerinin % 25 i hayvancılıktan karşılanmaktadır. Meraya dayalı hayvancılıkta sayısal azalma görülürken, büyükbaş hayvan sayısında artış gözlenmektedir.
Yol Durumu: Türkiyede en çok araç sayısı Tekirdağ’dadır.Her 3 kişiden 1 kişiye araç düşmektedir.Fakat malesef yolları çok kötü durumdadır.
Tarihçesi: Anadolu, yakın Doğu ve Avrupa arasındaki göç, istila,ticaret, kültür, alışveriş gibi her türlü ilişkinin Trakya üzerinden gerçekleşmesi, günümüzde olduğu gibi geçmişte de bölgemizin en önemli özelliği olmuştur.
Tekirdağ’da Eski Taş devrinin üst tabakalarına ait yerleşmelerine, Saray ilçesindeki Güneş kaya ve Güngörmez vadilerinde bulunan mağaralarda rastlanmıştır. (İ.Ö.40000-10000)Şarköy, ilçesinde ilk toprağa yerleşme dönemine ait (Neolitik) taş balta üretim merkezleri bulunmuştur.(İ.Ö.8000-5000) Marmara Denizi boyunca bazı nehir ağızlarındaki yerleşmelerde, Kalkolitik Çağ (Top tepe İ.Ö. 4300) yerleşmeleri ile yine sahil boyunca Troya’nın 1. ve II. Tabakasına ait çağdaş yerleşmelerin yer aldığı, Tekirdağ Müze Müdürlüğünce tespit edilmiştir. (İlk Tunç Çağı I-II 3000-2400)İ.Ö. 1400-1000 yılları arasında bir göç dalgası ile Trakya’ya gelen,Trakya’da Proto-Trak olarak tanımlanan, toplumsal örgütlenme bakımından çok daha geri düzeyde topluluklar bulunmaktaydı.
Traklar göçebe topluluklar halinde yaşarken İ.Ö. 8-6 Yüzyılda Ege adalarından gelen Samos’lu kolonistler Marmara Denizi kıyılarında koloni şehirleri kurmuşlardır. Bunların en önemlileri bugünkü Tekirdağ sınırları içinde bulunan Perinthos (Marmara Ereğlisi) ve Bisanthe (Barbaros) dır, Trakya bölgesi İ.Ö.546-430 yılları arasında doğudan gelen Pers istilasına uğramış ve Pers egemenliği altında kalmıştır.
İ.Ö. 352 yılında Makedonya Kralı II. Philip Trakya üzerine düzenlediği seferde, İpsala’dan M.Ereğlisi yakınlarına kadar olan sahil bölgelerini işgal etti. Perinthos (M.Ereğlisi) büyük bir direniş gösterdi. II.Philip’ten sonra yerine geçen ve Hindistan’a kadar sefer yapan Büyük İskender Perinthos (M.Ereğlisi)’ni ele geçirdi. Ölümünden sonra bu bölge Lysımochos’un hakimiyetine girdi. Bölge; İ.Ö. 30 yılında Roma İmparatorluğu hakimiyetine girene kadar Makedon ve Odris kralları arasında sürekli el değiştirmiştir.
Tekirdağ Geç Roma döneminde İ.S.3. Yüzyılda Rhaedestus ismi ile tarih sahnesine çıkmış olup, Bizans döneminde Rodosto ismi ile anılmıştır. Osmanlılar 14. Yüzyılda Tekirdağ’ı Bizans Tekfurlarından aldıktan sonra, Rodosto adı Rodosçuk’a dönüşmüştür. 18. Yüzyıla kadar bu isimle anılan Rodosçuk, sonradan Bizans tekfurları dolayısıyla verildiği öne sürülen “Tekfurdağı” adıyla anılmaya başlanmış, Cumhuriyetten sonra 1927 yılında İl olarak Tekirdağ adını almıştır.
Kıyıları: Tekirdağ merkeze bağlı Kumbağ Beldesi denizi ve ormanıyla, Barbaros Beldesi ise uzun kumsalı ve yeşil bağlarıyla turistleri çekiyor. Şarköy İlçesi de mavi bayraklı kumsallarıyla yazın Tekirdağ’ın rağbet gören yerleri arasında yerini alıyor. İlçe, eşsiz doğası, zeytin bahçeleri, şarabı ve üzümüyle ziyaretçilerini ağırlıyor. HoşköyBeldesi’nde 1876 yılında yaptırılan “Hora Feneri”, 96 kristalden meydana gelen ve kendi ekseni etrafından 360 derece dönen yapısıyla bölgenin ikinci büyük feneri konumunda bulunuyor. Kınalı-İpsala uluslararası duble yolunun 2005 yılında tamamlanmasıyla Yunanistan ve Balkan ülkelerinden İstanbul’a gelecekler için transit konumda bulunacak Tekirdağ’ı turizm açısından daha hareketli günler bekliyor.
Tarihi Yapılar: Tekirdağ merkezdeki en ihtişamlı tarihi yapı Osmanlılar zamanında Sadrazam Damat Rüstem Paşa tarafından 1553 yılında Mimar Sinan’a yaptırılan tarihi Rüstem Paşa Camii. Hasan Efendi Camii (1627), Yusuf Ağa Camii (1760), Sohteoğlu Camii(1777), Zahire Nazırı Ahmet Ağa Camii (1830) ve Orta Cami (1855) yapıldıkları günden bugüne dimdik ayakta duruyor. Merkeze bağlı İnecik Köyü’nde 1498 yılında yapılan ters “T” planlı Mirliva Hüseyin Paşa Camii ise köye renk katıyor. Hayrabolu İlçesi’ndeki Güzelce Hasan Bey Camii, Çorlu İlçesi’nde Acem Ali tarafından yapılan Süleymaniye Camii ile Saray İlçesi’nde 1539 yılında Ayaz Mehmet Paşa tarafından yaptırılan Ayaz Paşa Camii yerli-yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.
Öte yandan, Tekirdağ merkezdeki Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, Namık Kemal Evi, Macar Milli Kahramanı Ferenc Rakoczi’nin son yıllarını geçirdiği ve müze haline getirilen Rakoczi Müzesi, Çanakkaleşehitleri abidesi ve 1906 yılında Tekirdağ Mutasarrıfı Adanalı Ömer Ali Bey tarafından yaptırılan Hürriyet Abidesi, şehrin ziyaret edilebilecek yerlerinden sadece birkaçı.
Doğa Sporları: Tekirdağ Valiliği’nce başlatılan çalışmalarla doğa sporları merkezi haline getirilmeye çalışılan kentte, avcılık, atıcılık ve motokros gözde sporlar arasında yer alıyor. Kumbağ-Yeniköy-Uçmakdere-Gaziköy arasındaki orman yolu, düzenlemeler sonrasında yürüyüş alanı olarak kullanılmaya başlandı. Uçmakdere ve Yeniköy arası yamaç paraşütü için de ideal bir yer konumunda.
Turistik Tesisler: Tekirdağ genelinde Kültür ve Turizm Bakanlığı belgeli 30 tesis yeralıyor. Bakanlık ve mahalli idare izinli tesislerin toplam yatak kapasitesi ise 7 bin 840. Geçen yıl Tekirdağ genelindeki tesislerde 125 bin 778 yerli, 73 bin 224 de yabancı turistin konakladığı belirtiliyor. Verimli topraklara sahip Tekirdağ, özellikle ayçiçeği ve buğday üretimi açısından önemli bir merkez konumunda bulunuyor.Tekirdağ Büyük Şehir’in üzümü, kirazı,kavunu ve karpuzu önem taşıyor.Ayrıca Tekirdağ Köftesi ile peynir helvasını bilmeyen kalmadı.